Düzenleyici Etki Analizi (DEA) nedir?
Düzenleyici Etki Analizi (DEA), iyi düzenlemenin önde
gelen bir unsuru olup mevcut ve yeni çıkarılacak mevzuatın
muhtemel fayda ve maliyetleri ile olumlu ve olumsuz
etkilerinin sistematik olarak incelenmesini amaçlayan
uluslararası kabul görmüş en kapsayıcı ve başarılı yönetişim
aracıdır.
Kamu kurum ve kuruluşları milyonlarca kişiyi etkileyen,
ekonomik olarak büyük meblağlarda sonuçlara yol açan mevzuat
yürürlüğe koyarlar. Uygulamada çoğu kez konulan kuralların eksikliği,
yetersizliği veya yersizliği, kısaca sorun çözmedeki
yetersizliği zamanla anlaşılır ve tadil yoluna gidilir. Bu
kısır döngüyü kırmak ve mevzuat kalitesini arttırmak üzere
belirli aşamalardan oluşan bir politika belirleme aracı
olarak Düzenleyici Etki Analizi yöntemi geliştirilmiş ve
1990’lardan itibaren OECD ve AB ülkelerinde yaygın olarak
kullanılmaya başlanmıştır.
DEA taslak metinler hazırlandıktan sonra yazılması gerekli
bir doküman değil, mevzuat hazırlama sürecinde takip
edilmesi gereken bir yol haritasıdır. Bu şekliyle mevcut
düzenlemeler için de uygulanabilecek dinamik bir karar alma
aracıdır.
|
|
DEA var olduğu düşünülen bir soruna karşılık olarak hukuki
norm üretmeye ihtiyaç olup olmadığını, eğer ihtiyaç varsa
sorunu çözmek bakımından ne tür seçenekler üretilebileceğini
ortaya koyar. Seçenekleri sosyal, ekonomik ve çevresel
etkileri açısından değerlendirip karar alıcıya yol gösterir.
Bu yolla, hem daha sonradan telafisi imkânsız zararların
önüne geçilmiş, hem de kamu görevlileri seçenekler üretme ve
değişik analitik araçlar vasıtasıyla mevzuatın yol açacağı
muhtemel etkileri ölçme ve değerlendirmeye yöneltilmiş
olunur.
Müzakereci ve katılımcı demokrasi anlayışının doğal uzantısı
olarak, kamusal politika belirleme sürecine bu politikadan
etkilenecek olan toplumsal kesitlerin (paydaşların)
eklemlenmesi gerekir. DEA içerdiği etkileşimli, aktif ve
sistematize danışma süreci ile bu ihtiyaca cevap
vermektedir.
Etkileşime açık, şeffaf, hesap verir, paylaşımcı bir kamu
yönetimi anlayışında yetkililerin, görev alanlarındaki
halkla ve sivil toplum örgütleriyle sürekli temas halinde
olması, toplumsal taleplere ve çözüm önerilerine açık olması
beklenir. Bu tutum ve davranış kalıbının benimsenip
içselleştirilmesi zaman alıcı bir hadisedir. Bu noktada DEA
vasıtasıyla, sorunun tespiti aşamasından hukuki metnin
hazırlanmasına dek paydaşların sürecin içersinde aktif rol
alması, hem sağlıklı bir düzenlemenin ortaya çıkmasını
sağlayacak, hem de uygulamanın etkinliğini arttıracaktır.
|